İş Hayatında “STRES” Var

İş hayatına atılmak, kişilere birçok yeni yetkinlik kazandırır. Kişisel gelişiminize katkı sağlar. Elde edeceğiniz gelir ile yaşam koşullarınızı güzelleştirebilir, güzel dostluklar kurabilir ve sosyalleşebileceğiniz ortamlar içerisinde olabilirsiniz. Bunlar iş hayatının kişilere kazandırabileceği olumlu anlamdaki bazı temel hususlar.

 

Şu ana kadar saydığımız kısımlar, bazı durumlardan dolayı, iş hayatına atılan kişilerde ters etkide yaratabilir. Birçok kişinin “gelirim arttı fakat borcumda arttı” veya “iş hayatına atıldıktan sonra borçlarım çoğaldı” gibi çeşitli cümleler kurduklarına belki şahit olmuşsunuzdur. Özellikle gelir gider tablosunda kontrolü kaybettikten sonra toparlaması gerçekten çok zor olabiliyor. Bunun haricinde “insanlar ile uğraşmaktan bıktım” veya “işe gelirken ve işten çıkarken trafikte uzun süre kalmak psikolojimi bozdu” diyenlere de şahit olmuş olabilirsiniz. Fakat sorunlar bununla bitmiyor.

 

Genel olarak temel sorunlarımız;

• Trafik Sorunu
• Gürültü Sorunu
• Dijital Bağımlılık Sorunu
• Ekonomik Sorunlar
• Eğitim Sorunları
• Sağlık Sorunları
• Çarpık Kentleşme Sorunu.

 

Yukarıda saydığım temel sorunların üzerine, insanlarda daha spesifik sorunların da oluştuğunu göz önünde bulundurmamız lazım.

 

Spesifik sorunlarımız;

• İleriye dönük hedefler belirleyememek,
• Geleceğe yönelik olumlu hayaller kuramamak,
• Doğru tercihler ve seçimler yapamamak,
• Doğru anlaşıldığından emin olamamak gibi.

 

Tüm bu sorunlar artmaya başladıkça, insanlarda “stres” doğal olarak artmaya başladı. Stresin artmaya başlaması ile birlikte aşağıdaki sorunlar ile daha fazla karşılaşmaya başladık.

 

• Tahammül seviyesinin düşmesi,
• Anksiyetenin tetiklenmesi,
• Kronik rahatsızlıkların oluşması,
• Kontrol edilemeyen endişelerin oluşması,
• Belirsizliğe karşı korkunun artması.

 

 

Yukarıda belirttiğim maddelerin sayısını daha da arttırabiliriz. Fakat temel olarak baktığımızda trafikte yaşanan tartışmalar, kavgalar veya iş hayatında ast üst ilişkisinde sağlıklı iletişimin yürütülememesinin temel sebepleri arasında yukarıda belirttiğim sorunlar önemli ölçüde yer almaktadır. Olayları değerlendirirken sadece yaşandığı an itibariyle değerlendirmek, sağlıklı bir analiz yapmamızın önüne geçebilir. Bu sebeple olaylara biraz daha geniş bakmamız gerekmektedir.

 

Kurumlar çalışanlarındaki motivasyon eksikliğinden şikayetçi. Kurum yetkilileri, yapılan motivasyon etkinliklerinin çalışanlar arasında kısa süreli bir motivasyon sağladığını belirtmekte. İş hayatında yaşanan isteksizlik veya motivasyon kaybı, bir süre sonra işten ayrılış süreci ile sonuçlanmakta. Bu kurum içinde bir kayıp, çalışan içinde bir kayıp. Kurum için kayıp olan kısmı, çalışanına verdiği eğitim, iş sürecinde ayrılan kişinin işlerini başka bir çalışana delege edilmesi, yeni işe başlayacak kişi için harcanan zaman, yeni çalışanın tekrardan eğitime tabi tutulması gibi çeşitli maddeleri sayabiliriz. Ayrılan kişi için kayıp olan nokta ise, kişi ne aradığını bilmediği takdirde, gittiği yerde de aynı süreçleri yaşayacak. Hayatında kaybettiği, kayıp zamanı daha da artacak.

 

Günümüzde yarışın her alanda arttığı bir noktadayız. Kurumlarımızın da, çalışanlarımızın da kaybedecek zamanları yok. Hayat içerisinde yapmış olduğumuz işlere, dostluklara, emeğe yükleyeceğimiz anlamlar çok önemli. Yaptığımız işin etkisinin neler olduğunu doğru analiz etmek ve içselleştirmek ise bu noktada çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu analizi bazen çalışanlar gözden kaçırabilir. Tam bu noktada liderlerin veya yöneticilerin devreye girmesi gerekir. Farklı bir gözün; yapılan işlerin, işin sonunda nasıl bir hizmete veya ürüne dönüştüğünü belirli aralıklarla anlatması gerekir. Kurum içerisinde her bir çalışan sayesinde zincirin halkalarının nasıl birleştiğini ve nihayetinde ortaya çıkan sonucun insanlığa, ülkemize, dünyaya etkisinin örneklerle çalışanlara belirtilmesi gerekir. Bu anlatımlar sayesinde kurumun misyon ve vizyonu çalışanlar arasında daha net anlaşılacaktır. Aksi takdirde misyon ve vizyon dediğimiz kavramlar, kurumların web sitelerinde yer almış, çalışanların büyük çoğunluğu tarafından önem arz etmeyen cümlelerden ibaret olacaktır.

 

Şuana kadar anlattığım temel sorunlar ve krizler haricinde, dünya genelinde küresel krizlerin yaşandığı bir dönemden geçtiğimizi unutmayalım. Ülkemizde doğal olarak bu küresel krizlerden etkilenmektedir. Bu etkilenme, ekonomik, sosyolojik, psikolojik, kültürel birçok hususu kapsamaktadır. Olumsuzluklardan etkilenirken, kurumsal ve bireysel olarak almamız gereken aksiyonları hayata geçirmemiz hepimiz için bir ödevdir. Bu süreçte;

 

Kurumlara Yönelik Tavsiyeler

• Vizyon toplantılarının gerçekleştirilmesi,
• Çalışanların görev tanımlarının net olunduğundan emin olunması,
• Kurumların çalışanlarına yönelik, gelişimlerini arttıracakları eğitim ve diğer faaliyetleri, çalışanların görüşünü alarak bir sistematik içerisinde planlaması,
• Kariyer ve terfi süreçleri gibi çalışanları etkileyen temel konuları bir sistematiğe bağlayıp, şeffaf bir şekilde bu süreçlerin açıklaması,
• Adil bir ücret yönetimi ve performans sistemi kurulması,
• Ödüllendirme sistemi kurulması,
• İş hayatında ağırlıklı olarak karşılaşılan (Tükenmişlik Sendromu, Kaygı Bozuklukları, Stres Sorunu gibi) sorunlara yönelik bilgilendirici faaliyetler ve yönlendirmeler yapılması,
• Çalışanlara yönelik koçluk sistemi oluşturulması.

 

Bireylere Yönelik Tavsiyeler

• Kişisel gelişimlerini arttırmaya yönelik istekli olunması,
• Kitap okuma alışkanlığı kazanılması veya düzenli bir okuma sistematiği geliştirilmesi,
• Stresle mücadele yöntemlerinin öğrenilmesi,
• İşinizle ilgili teknolojik program kullanma kabiliyetinizin arttırılması,
• Finansal okuryazarlığınızın arttırılması,
• Kültürel faaliyetlere zaman ayrılması,
• Fiziksel aktivite ve sportif faaliyetlerin gerçekleştirilmesi.

 

Eğer hem kurumsal hem de bireysel anlamda adımlar atılmaz ise insanlarda stres ve kaygı seviyeleri gün geçtikçe artmaya devam edecektir. Bu durum hem kurumsal hem de bireysel anlamda sorunların artmasına ve krizlerin kontrolden çıkmasına sebep olacaktır. Yeteneği bulmak ve işe almak kadar, elde tutmanın da çok zor olduğu bir dönemde olduğumuzun, unutulmaması dileğiyle…